Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ADF’de ‘Yumuşak Güç Yoluyla Dayanışmayı Güçlendirmek ve Barışı Teşvik Etmek’ başlıklı panelde konuştu.
TÜRKİYE FELAKETTEN KAÇAN İNSANLARIN MEMLEKETİ OLDU
Türkiye olarak savaşın felaketlerinden kaçan 4 milyondan fazla insana kucak açıldığını belirten Erdoğan, “Kültürümüzün hoşgörüsü ve misafirperverliği, onların sığınabilecekleri güvenli bir liman oldu. Sınırlarımızın ötesinde Suriye’den, Arakan’a kadar nerede bir mağdur varsa yanlarında olduk. Sadece komşu ülkelerde değil, Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada her sorunun barışçıl çözümü için katkı sağladık. Sağladığımız insani yardımlarla refah ve kalkınmanın sadece gelişmiş ülkelerde değil, her yerde kök salmasını amaçlıyoruz. Bu kalıcı barışa giden ana yollardan biridir. Türkiye yalnızca bugünde değil uzun tarihinde de savaş ve zulüm açlık gibi nice felaketten kaçan insanların sığınağı, evi, memleketi oldu” diye konuştu.
‘UKRAYNA’DAKİ REFLEKS DİĞER MAZLUMLAR İÇİN GÖSTERİLMEDİ’
Bugün hala 2 milyar insanın çatışma bölgelerinde yaşadığını ve 84 milyon insanın şiddet ve çatışmalar nedeniyle yurtlarından edildiğini anlatan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Din ve örf gibi nedenlerle ayrımcılığın tırmandığını görüyoruz. Sevgi, merhamet ve barış, algı operasyonlarına kurban ediliyor. Ukrayna’da hepimizi büyük bir kedere sürükleyen savaş karşısında gösterilen refleks, maalesef diğer mazlum halklar için eşit gösterilmedi. Hangi ırktan, hangi inançtan olursa olsun bir çocuğun, bir kadının savaşın karşısında çektiği acı, yaşadığı korku, hepsi eşittir. Bir gözyaşının diğerine üstünlüğü olabilir mi? O yüzden bugünü bir milat olarak alıp, halihazırdaki tüm savaşlar karşısında birlik olalım. Çatışmaların ne yazık ki artan sayılarla sivilleri hedef aldığı bir dünyada gözlerimizi kapatıp, pembe rüyalar göreceğimiz uykular uyumamayız.”
AĞACA BİLE VURMAYI YASAKLARKEN…
Tüm inançların insanın tabiatla nasıl ilişki kurması gerektiğine dair kuralları olduğunu belirterek, İslam dininden örnekler veren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
“İslam dininde tabiatla ilişki, aşırılıktan uzak, ölçülü ve dengeli olmak zorundadır. Peygamberimizin bir hadisinde, ‘Ağaçlara sopayla vurulamaz ve onlar kesilemez. Fakat zaruret halinde havanların yemesi için hafif ve yumuşak şekilde sallanarak yaprakları silkelenebilir’ buyurduğunu biliyoruz. Dinimiz ağaca bile vurmayı yasaklarken yeryüzüne inen bombalar asla kabul edilemez. Kuran’da bir ayette, ‘Göğü Allah yükseltti ve mizanı o koydu, sakın dengeyi bozmayınız’ der. Bunun gibi birçok ayet ve hadisi şerif insanın doğayla olan ilişkisini kurallara bağlar, ölçülü ve merhametli olmayı emreder. Her dinde her öğreti iyiliği, güzelliği emreder.”