“`html
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan’ın temsilcisi Yiğit Gökçehan Koçoğlu, Cumhuriyet gazetesine bazı açıklamalarda bulundu.
– Mehmet Pehlivan neden tutuklu?
Mehmet Pehlivan, İBB dosyasında şüpheli olarak ifade veren Servet Yıldırım ve Adem Soytekin’in yanlış beyanları gerekçe gösterilerek savcılık tarafından tutuklanması için sevk edildi. Savcılık, Pehlivan’ın “soruşturma sürecine dair avukat planlaması yapmak”, “ifade vermek isteyen şahısların ifadelerine ulaşma çabasında bulunmak” gibi avukatlık mesleğinin doğasına uygun faaliyetlerde bulunduğunu iddia etti. Ayrıca, Pehlivan’ın “ifade vermek isteyen kişilere avukatlar göndererek konuşmamaları konusunda telkin ettiği” ve “şüpheliler arasında bilgi paylaşımı yaptığı” gibi suçlamalarla tutuklanmasına karar verildi. Pehlivan, bu suçlamaları tamamen reddederek, iddiaların birçok açıdan avukatlık faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini; ayrıca Adalet Bakanlığı’ndan herhangi bir izin alınmadan bu durumların ortaya çıktığını vurguladı.
– Pehlivan’ın baskı yapma durumu söz konusu mu?
Mehmet Pehlivan, benim hem müvekkilim hem de dostumdur. Kendisiyle birçok konuyu paylaştık. Pehlivan’ın hukuka yaklaşımında asla insanlara baskı yapma gibi bir tutum yoktur. Şu ana kadar kimseye baskı yaptığına dair bir delil görmedim. Böyle bir ihtimalin de olmadığına inanıyorum. Kendisinin herhangi bir baskıya maruz kalmaması gerektiği gibi, uygulanması durumunda da asla konuşmayacağını düşünüyorum.
– İBB davasının iddianamesinin durumu nedir?
İBB davasında 100 günden fazla süre geçti, ancak hala bir iddianame hazırlanmadı. İddianamenin bir an önce hazırlanması ve mahkeme tarafından onaylanması hayati önem taşıyor. Mahkemenin kabul etmesi durumunda dosyadaki kısıtlılık kararı kalkacak ve tüm delillere, ifadelere erişimimiz olacak, bu da çalışmalarımızı geliştirecek.
‘SAVCIYLA GÖRÜŞMEKTE ZORLUK VAR’
– Avukatların çalışmasına yönelik engeller var mı?
Maalesef İBB dosyasında Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) aykırı bir durumla karşı karşıyayız; tutukluluk incelemeleri avukatlarsız yapılıyor. Bu incelemelere erişimi olmayan avukatlar, ellerindeki maddelere göre itiraz yapmaya çalışmak zorunda kalıyor. Ayrıca gizli belgeler, taraflara gizleniyor. İtiraz sonuçlarının tebliğ edilmemesi ve savcılarla iletişim kuramamak ciddi bir sıkıntı. Avukatlık mesleği maalesef bu süreçte itibar kaybı yaşamaktadır.
– Sizinle ilgili durum nedir?
İBB dosyasında Murat Abbas’ın tahliye edilmesinin ardından Halk TV’de açıklama yaptım. Ancak “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “gizliliğin ihlali” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldım. Gizliliği ihlal suçlaması, hiçbir gerekçe gösterilmeden yalnızca “suçun üst sınırına” dayanılarak tutuklanmam için yeterli görüldü. Bu komik bir durumdu. Sulh Ceza Hakimliği de beni yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bıraktı ama ben suçsuzum. Tahliye haberinin basına düşmesinden kısa bir süre sonra, ben de yasal süreci zaten takiben konuşmuş olsam da, “gizliliği ihlal ettin” denildi.
– Yurt dışında, kimlerle görüşmekte zorluk yaşıyorsunuz?
Halkın düşündüğü gibi. Örneğin Isias Otel davasında müvekkillerim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşıyor. Yurt dışında bulunan akrabalarımı ziyaret edememek, aile hayatıma müdahalede bulunmaktadır.
‘HUKUKİ MÜCADELE VERENLERLE OLACAK’
– Son dönemdeki gözaltı işlemleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bu tür operasyonların hukuka uygun olmadığını herkes görmekte. Normal şartlarda kişinin beyanıyla gözaltına alınması mümkün değildir. Şu anki duruma baktığımızda ise birçok insan, yalnızca bir beyanla bu süreçten etkileniyor. Bir kişi yalnızca “burada bu kadar verdim” derse, suç kabulü için yeterli sayılmaktadır.
– Büyükçekmece Belediye Başkanvekili Ahmet Şahin ile ilgili gözaltı iddiaları nelerdir?
Ahmet Şahin’in durumu için Ali Nuhoğlu’nun verdiği ifadeye dayanılarak gözaltına alındığı örneği dikkat çekici. İddia edilen çekim tarihindeki paranın kimseye verilmediğine dair temelsiz iddialar üstüne gözaltı işlemi yapılması yanlış.
– Sizin de aynı zamanda Ahmet Şahin’in avukatı olduğunuz ifade ediliyor. Bu süreç nasıl ilerleyecek?
Umarım böyle bir durumla karşılaşmayız. Sosyal olarak haksız bir muamele ile karşı karşıyayız ama benim Ahmet Bey ile olan hukuki ilişkidem hala sürmektedir. Müvekkilim hakkında basına yansıyan bilgiler nedeniyle sürecin düzgün bir biçimde ilerleyeceğine inanıyorum.
‘SUÇLAMALAR SÜREKLİ DEĞİŞİYOR’
– Operasyonlarda toplum üzerinde yaratılmak istenen etki nedir?
Bunu açık bir dille söylemek gerekirse bir itibar kaybıdır. Operasyonların basında yer alması, CHP’li belediyelerin yolsuzlukla suçlanmasına yönelik bir hamle. Toplum bu görüntüleri unutmayacak ve insanlar beraat ettiğinde dahi bu görüntüler hafızalarda kalacak.
‘RTÜK’ÜN AŞIRI DAVRANIŞLARI’
– Kapatılan muhalif kanallar hakkında neler söylemek istersiniz?
Şu anda seslerini duyuran muhalif kanalların kapatılacağına dair ciddi işaretler var. Bu tür uygulamalar pek çok sorun yaratabilir. Basın özgürlüğüne yapılan müdahaleler oldukça kaygı verici. RTÜK, yalnızca muhalif yayınlarla ilgileniyor ve diğer kanalların yanlış haberlerine göz yumuyor. Bu durum adil bir denetim anlayışının olmadığını gösteriyor.
‘İDDİANAME ÇELİŞKİLERLE DOLU’
– Ekrem İmamoğlu’nun diploması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hazırlanan iddianame çelişkilerle dolu. Eğer bir hukuk devleti arıyorsak, İmamoğlu’nun beraat etmesi gerekir. Aksine, kendisine yüklenen suçlamalar son derece temelsiz olmasının yanı sıra, kabul sürecini etkileyen müesseselerin mesuliyetine giriyor. Savcılığın bu süreçte neden böyle bir yol izlediği sorusu yanıtlanmalıdır.
PORTRE
1992 yılında Ankara’da doğan Yiğit Gökçehan Koçoğlu, hukuk öğrenimini Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden birincilikle tamamladı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Kamu Hukuku alanında yüksek lisans yaptı. Yurt dışında dahi bilinen bir avukat olarak görevine devam eden Koçoğlu; ayrıca Hukukçu Fenerbahçeliler Derneği’nin disiplin kurulunda yer almakta ve Ceza Hukuku Akademisi’nin kurucu üyeleri arasındadır.
“`
